antioksidan meyveler etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
antioksidan meyveler etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

2019/02/28

Anti-Aging Mümkün Mü - / Yiyeceklerle Cilt Bakımı Nasıl Olur ?

Selam Tutumlular,

Bugün sizlerle anti aging nedir, biz tutumlular için mümkün müdür ve yediklerimizin cildimiz üzerindeki etkileri hakkında konuşmak/yazmak istiyorum.


Öncelikle anti aging ne demek önce onu bir netleştirelim; 'aging' i yaş almak, yaşlanmak olarak çevirebiliriz, 'anti aging' in ise yaşlanma karşıtı gibi bir kelime anlamı oluyor. Yani yaşlanmayı engellemek olarak tercüme edebiliriz. Peki neden yaşlanıyoruz ?
Yapılan araştırmalara göre yaşlanmamızın nedenleri; serbest radikallerin ortaya çıkması, aşırı şeker tüketimi, ilerleyen yaşa bağlı olarak bazı hormonların azalması, sağlıksız ve hareketsiz yaşam, sigara, stres, kalitesiz yaşam, sağlıksız beslenme, sağlıksız diyetler vb.

Nedir bu serbest radikaller ? Tükettiğimiz yiyecekler vücutta yakılarak enerjiye dönüştürülür. Bu dönüşüm sırasında da 'Serbest Radikaller' adı verilen toksinler oluşuyor. İşte bu serbest radikaller, hücre zarlarına yapışarak yıpranmasına,yaşlanmasına hatta yapısını bozarak kanserojen bir nitelik kazanmasına dahi sebep olabiliyor.. Vücutlarımızda erozyona sebep olarak yaşlanmamızda da ciddi rol oynuyor.


Peki bu serbest radikallerin düşmanı kimdir derseniz size cevabım 'Antioksidan'. Yaşın ilerlemesi, çevresel faktörler, yanlış beslenme, serbast radikaller vb. nedenlerle erozyona uğrayan dokularımız kendini yenileyebilmek için antioksidana ihtiyaç duyuyor.


Antioksidanların bir kısmı vücudumuz tarafından üretiliyor ancak bir kısmını da dışarıdan besinlerden almamız gerekiyor.


Antioksidanlara ihtiyaç duymamızın tek nedeni serbest radikaller değildir. Sürekli ağır yemekler yenmesi, zararlı güneş ışınları, kullanılan ilaçlardaki artıklar, egzoz dumanları, hava kirliliği vb. bu ihtiyacı artırmaktadır.

Gelelim bu antioksidanların ne/neler olduğuna ve hangi besinlerden alabileceğimize. En çok bilinen antioksidanlar A, C, E vitaminleri, Koenzim Q10, Selenyum ve Çinko'dur.

E Vitamini

En çok buğday, mısır, pirinç gibi tahıllarda bulunur. Bunun yanı sıra ceviz, badem ve yer fıstığı gibi kuruyemişlerde, yeşil sebzelerde ve bitkisel yağlarda bulunur.
E vitamini ısıya dayanıklıdır. Bu nedenle pişirilerek yenildiği takdir de besin kaybı yaşanmaz. Ancak kızartıldığında, öğütüldüğünde ve ya beyazlatıldığında (kepekli ürünler) tahrip olur ve fayda sağlayamazsınız.


C Vitamini

En bilinen grup bu sanırım :) Yeşil sebzelerde (brokoli, ıspanak vb.) turunçgillerde, patates de ve çilek, mango ve papaya gibi meyvelerde bulunuyor.

Ancak C vitamini çok çabuk okside olarak etkisini yitirdiği için mümkünse hafifçe haşlanarak ya da mümkünse çiğ olarak yenmesi, kesildikten (metalle temas) sonra hızla tüketilmesi gerekmektedir.

A Vitamini

Havuç, ıspanak, brokoli, karalahana gibi yeşil sebzelerde ve kayısı ve şeftali gibi meyvelerde bulunur. Ayrıca birçok kanser türüne yakalanma riskini de azaltır.

Koenzim Q10

Hücrenin enerji üretim merkezi olan mitokondri de elektron taşıma zincirinde görev alır ve ATP üretimine yardım eder. Vücudumuzun kullandığı enerjinin %95’e yakını ATP’lerden karşılanır. Dolayısıyla koenzim Q10 neredeyse tüm enerjinizin üretilmesine yardım eder.Vücut tarafından üretildiği gibi besinlerden de alınabilir. Ancak koenzim Q10 yüksek ısıya dayanıklı değildir. Bu yüzden özellikle kaynatma ve kızartma sırasında ciddi kayıplar görülür.
Bir diğer özelliği de koenzim Q10’in yağda çözünen bir yapıya sahiptir. Bu sebeple yağlardan zengin bir besin ile tüketildiğinde daha iyi taşınır ve iletilir.
Ciğer, kalp, böbrek gibi sakatatlarda ve balıkta yüksek oran da bulunur. Bunun yanı sıra soya fasulyesi, avokado, brokoli ve antep ve yer fıstıklarında bulunur. Günümüzde pek sakatat tüketilmemesi takviye edici haplara yönelimi sağladı.
Ayrıca kanser ve bazı nörolojik hastalıklara karşı da etkilidir.

Alfa Lipoik Asit

Alfa lipoik asit cilt hücrelerinin bir numaralı yangı giderici (anti-inflamatuvar) ve yaşlanmayı geciktirici (anti-aging) dostudur. Cilt hücrelerinin enerji üretimini destekler, kollajen üretimini artırır ve serbest radikallere karşı korur. Hem suda hem de yağda eriyebilme özelliği ALA’in her ortamda emilimini ve dolayısıyla becerilerini artırıyor. 
ALA tek başına, C ve E vitaminlerinin bir arada başardıkları antioksidan etkinin 400 katını gösterebiliyor. 
Cildin üzerini kaplayan ölü hücrelerin atılmasını sağlayarak cildi yeniliyor. Yağ hücrelerinin üretimini düzenliyor. 
Ciltteki sivilce izlerini, kırışıklıkları ve lekeleri gidermeye destek oluyor. Çalışmalar, ALA’in hafiften ortaya doğru olan kırışıklıkları neredeyse yüzde 50 oranında azalttığı görülmüştür. Göz çevresinde kullanımı daha uygundur. Cildin gereğince nemli ve yumuşak olmasını, ışıltılı ve pürüzsüz görünmesini sağlayan ALA cilde doğrudan uygulandığında kolaylıkla emilebilse de, uygulandıktan çok kısa bir süre sonra oksitlenir. 

Bu nedenle serbest radikallerin ciltte oluşturduğu zararları engellemek, foto yaşlanmayı (güneş ışığına bağlı cilt yaşlanması) azaltmak için sadece dışarıdan ALA kullanımıyla yetinmemeli, ağız yoluyla da ALA desteği alınmalıdır.
Kırmızı et, böbrek ve karaciğer, bira mayası, brokoli, ıspanak, domates ve bezelye gibi besin kaynaklarında bulunuyor. Ayrıca vücudumuzun da küçük miktarlarda ürettiği keşfedildi. 

Çinko

Et, süt ve ürünlerinde, kaju, fıstık, kabak çekirdeği gibi kuruyemişlerde, patates, esmer pirinç ve fasulyede bulunuyor.

Son olarak üzüm çekirdeği şimdiye kadar ki en güçlü antioksidan içeren besin olarak tarihe geçmiştir. Özellikle siyah üzümün çekirdeği tüketilmelidir. Yutmaktan ziyade çiğnenerek yenmesi ile doğal antioksidan almış oluruz.

Selenyum

Vücudun hastalıklara ve strese karşı direncini arttırır. Serbest radikal hasarını ve iltihabı düşürür. Bu, selenyumun, kanserin yaygın biçimlerini önlemeye, virüslerle mücadele etmeye, kalp hastalığına karşı savunmaya yardımcı olur. Ve astımla ilişkili semptomları yavaşlatır.
Selenyum toprakta ve besin kaynaklarında bulunur. İnsanlar için, selenyum almanın temel yolu yiyecek, su ardından hava yoluyla da mümkündür. Toprağın içeriğindeki selenyum yere göre değişiklik gösterir. Yani aynı yiyecek dahi, başka bir yerde yetişmişse eğer, selenyum açısından fakir bir durumda olabilir ve bu da o yiyecekten gelecek olan faydanın düşmesine sebep olabilir. 
Peki Selenyum hangi yiyecekler de bulunur: yumurta, ayçekirdeği, kuzu ciğeri, kaya balığı, ton balığı, somon, tavuk göğsü, hindi, chia tohumu, tereyağ ve mantar.

Antioksidan İçeren Diğer Besinler;

  • Bitki Çayları: Kekik, biberiye, adaçayı, yeşil çay, beyaz çay
  • Baharatlar: Nane, zencefil, zerdeçal
  • Sarımsak ( ezilerek kullanılması tavsiye olunur)
  • Limon
  • Nar: Cilt içinde ayrıca faydalıdır. Parlaklık sağlar.
  • Kurt Üzümü: Ayrıca bağışıklık sisteminin güçlenmesinde de önemlidir.
  • Kırmızı Erik: Serbest radikalleri absorbe edebilme oranı en yüksek besindir. Bu da onu dejeneratif (hücre zedelenmesine bağlı) hastalıklar ve kanser gibi hastalıklarla mücadele de çok önemlidir. Ara öğün olarak günde 4-5 adet tüketilmelidir.
  • Böğürtlen: İçerisindeki elastin kanser hücrelerinin oluşumuna karşı koruma ve ekfeksiyonlara karşı bağışıklık hücrelerini güçlendiriyor.
  • Keten Tohumu: Ayrıca lif bakımından da zengin bir besindir. Günde 2 yemek kaşığı kadar tüketilebilir.
  • Isırgan Otu: Çay ve ya yemek olarak tüketilebilir.
  • Yosun: Daha çok Asya kültüründe tüketilen yosun içerisinde 25 farklı mineral ve birçok vitamini bulundurur.
Arkadaşlar bu besinleri düzenli ve sağlıklı bir diyet eşliğinde tüketerek hem birçok hastalıktan korunmuş oluyoruz. Hem de daha sağlıklı bir cilde sahip oluyoruz. Bu yazımda öncelikle bilgi vermek ve neyi neden kullanmalıyız, alacağımız cilt bakım ürünleri ihtiyacımıza göre neleri içermeli biraz bunlar hakkında ön giriş yapmak istedim. 

Çünkü dışarıdan ne kadar ürün sürersek sürelim tükettiğimiz besinlerle desteklemediğimiz sürece gözle görülür bir etkisi olamaz. Çünkü cilt ancak belli bir miktar çekebiliyor ve hücre boyutunda içten onarım kısmında bir etkisi olmuyor. Bu nedenle de bir sonraki yazımda burada bahsettiğim bilgiler ışığında doğal ve dermokozmetik içerikli ürünlerle cilt bakımı hakkında bir yazı yazacağım.

Tutumlu kalın, takipte kalın..